GASTRONOMİ



İnsanoğlu varlığından beri yemek ile uğraşmaktadır. Tarih öncesi çağlarda avcı ve toplayıcı olarak yeme ihtiyaçlarını gidermektelerdi. Ateşin olmaması nedeniyle avladıkları hayvanları pişirmeden çiğ olarak tüketmektelerdi. Şimdilerde patates dolgularıyla yediğimiz karbonhidrat bombası olan (artık salçalı patatesli bulgur) çiğ köfte büyük büyük büyük … dedelerimizden bize kalmış bir tarif. İtalyan yemeği olan carpaccio da eti çiğ yiyebilmek için hazırlanan yemektir. İnsanlar ateşi keşfedince ellerinde yeterli kap kacak yoktu etlerini açtıkları kuyuda veya ısıttıkları taşlar üzerinde pişirirlerdi. Günümüzde çiğköfte, carpaccio, kuyu kebabı hala tüketilmekte ve taşta pişirme yöntemi kullanılmaktadır.Tarih öncesinden bugüne kadar gelen bir sürü yiyecek pişirme tekniği hala kullanılmaktadır. Bu teknikler, yiyecekler, kültürü oluşturan ve insanların nasıl yaşadığını anlamamıza yarayan önemli bulgular. Günümüzde de yeni yöntemler bulunmakta ve insanların beğenisine sunulmaktadır. Gastronomi de kültür ve yemek arasındaki ilişkiyi inceleyen bir disiplin. Kültürün çok büyük bir tanım olduğu düşünüldüğünde bir gastronomun (gastronomi ile ilgilenen kişi) çalışma alanı son derece geniş. Ayrıca bir gastronom yemeğin nasıl pişirildiğini, nasıl sunulduğunu, besin değerini, hijyen kurallarını bilmesi gerekir.Gastronomi bölümü mezunu bir kişi şefliğin yanı sıra bir çok ayrı işle uğraşabilir. Yemek stilisti, gastronomi tarihçisi, kitap yazarı, gazeteci, şarap uzmanı, işletmeci, akademisyen, yemek danışmanı vb. bir çok alanda çalışabilir.İnsanlarla konuştuğunuzda bu işin sadece aşçılık olduğunu zanneden bir çok kişi olduğunun farkına varıyoruz. Ancak gastronomi sadece aşçılık değildir. Dışarıda gastronomi bölümü dediğinizde bir çok insanın aklına “gastroenteroloji” bölümü gelmekte. “ Yavrum sen doktor musun? Şuramda bir ağrı var.” diyen teyzelerimiz mevcut. Bu durumu bilinçli bir nesil yetiştirerek tersine çevirebiliriz. Günümüzde insanlar bu konuya büyük ilgi duymaktadırlar. Eğer bu ilgiliyi olumlu bir yönde kullanıp insanların gastronomi konusunda bilgilerini arttırabilirsek bacasız sanayi olan turizmde ülkemizin öncü ülkelerden olmasını sağlamamız daha kolay olacaktır. Dünya Turizm Örgütü’nün verilerine bakıldığında Fransa’ya her yıl gelen turist sayısı bakımından birinci olduğunu görmekteyiz. Gelen turistlerin büyük bir çoğunluğu Fransa’nın yemek kültürünü tanımak, bu kültürden lezzetler tatmak için Fransa’ya gitmektedir. Fransa ile ülkemizin mutfak kültürlerini karşılaştırdığımızda ülkemiz mutfak kültürünün de Fransa kadar gelişmiş olduğunu düşünmekteyim. Bir çok medeniyet ülkemiz topraklarında yaşamıştır. Ülkemiz topraklarının yanı sıra Osmanlı döneminde, bugün ülkemiz topraklarında olmayan ülkelerin mutfak kültürleri birleşerek oluşan Saray Mutfağı kültürüne sahip bir yiyecek kültürümüz var. Fakat insanlarımızın bu konuda bilinçsiz olması, bir çok değerimize sahip çıkamamamız ve sistemli bir mutfak düzenimizin olmayışı Fransa, İtalya ve diğer ülkelere kıyasla ülkemizin gastronomi turizmi açısından geride olma nedenlerinin bazılarıdır.Biraz yemek biraz tarif biraz sohbet muhabbet olacak bir blog olacak bu sanırım.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kanuni Sultan Süleyman’ın Kral Fransuva’ya fermanı

Tavuk suyuna çorba gerçekten faydalı mı?